Sıcak gündem Cihat Yaycı istifa etti. “Dışarıdan göründüğü kadarıyla ve hizmetlerine bakıldığında” çok değerli ve nitelikli bir asker. Görev değişikliği ve ardından istifa etmesi pek çok kişiyi üzdü. Yorumlar teoriler havada uçuşuyor. Elbette ki çoğunluğu felaket teorileri. Son yılların ağlama duvarı sakinlerinin beklentilerine uygun teoriler. Ordu bitti, Türkiye bitti, FETÖ tasfiye yapıyor…
Biraz sakinleşelim, düşünelim.
Bir kişinin gitmesi ile TSK bitecekse Mavi Vatan çöpe gidecekse kapatın ülkeyi gidelim zaten bitmişiz.
Ergenekon, Balyoz kumpasları birbirinden değerli bir çok asker tasfiye edildi TSK hala dimdik ayakta?
Mesela Cem Gürdeniz’in tasfiyesi büyük kayıptır fakat Deniz Kuvvetleri yine de önemli gelişmeler ve başarılar elde etti.
Sevgili ağlama duvarı sakinleri, açık konuşayım, siz sürekli aranıyorsunuz. Ağlamak için bir konu arıyorsunuz. Bugün Yaycı olur yarın başka bir konu. Ağlamak istiyorsunuz çünkü hayat sizin gönlünüze göre yönlenmediği için her şey kötü olmak zorunda. Çaba göstermeden, çalışmadan, uğraşmadan, didinmeden yaralanmayı göze almadan sadece çene ile hiç bir şeyi değiştiremezsiniz.
Her olumsuz gelişmede yere çöküp ağlayıp kalarak hiç bir yere ulaşamazsınız.
Kötü ve ani bir durum karşısında kimileri panik, kızgınlık, korku vb duygusal tepkilere boğulurken kimileri de soğukkanlığını korur. Bir yangın çıktı diyelim, panik içindeki birisi mi yoksa soğukkanlı olarak yangın söndürücüyü alan veya çıkışı düşünen birisi mi daha faydalıdır.
İşte ağlama korosuna katılmayan, yere çöküp büzüimeyen bizler her zamanki gibi olaya soğukkanlı yaklaşıyoruz ve yine her zaman olduğu gibi tepkilere maruz kalıyoruz.
Peki ne yapacaksınız arkadaşlar? Bir futbol takımı teknik direktörü görevde kalsın diye kamuoyu oluşturursunuz ama söz konusu bir Amiral. Kusura bakmayın ama kimse siz tepki gösterdiniz diye bu karardan vazgeçmez.
Vazgeçerse (karar doğru yanlış farketmez) devlet o günden sonra devlet değildir. O kadar komik laflar ediliyor ki, mesela “Cihat Yaycı’ya sahip çıkmak”. Kime sahip çıkıyorsunuz arkadaşlar? Karşınızda futbol kulübü yok. Devlet var TSK var. Kuralları var, emir komuta zinciri var. Neyi değiştireceğiz nasıl sahip çıkacaksınız?
Peki sadece soğukkanlı olmak mıdır bütün mesele? Sonuç odaklı olmak hedefe odaklanabilmek de önemlidir. Biz sonuç almak istiyoruz, bir hedefimiz var, bu hedefe doğru giderken meydana gelen gelişmelerin bizim için önemi, büyüklüğü, önceliği sizlerden farklı olabilir ve çoğunlukla farklı da. Biz buna göre tepkimizi gösteririz ve yorumlarız. Sizin hoşunuza gitmeyebilir.
Ağlama duvarı sakinleri, amaçsız hedefsiz kalmış olduğunuz için bizim gelişmelere yaklaşımlarımızı aynı zeminde değerlendiriyorsunuz. Yani amaçsız hedefsiz düz duygusal tepkiler, birilerini savunma içgüdüsü.
TSK dimdik ayakta. Devletimiz yerinde. Türkiye daha kötüye değil daha iyiye gidecek. Bu, hayatın, evrimin dinamiğidir. Elbette kendiliğinden olmaz. Soğukkanlı bir şekilde hedefine kilitlenenler ve sonuç alabilenler sayesinde olur.