İster salgın, ister deprem veya başka bir korkutucu olayda panik yapmamak çok önemli çünkü tehlikeleri ve zorlukları ancak akılcı olarak, doğru zamanda doğru önlemleri alarak aşabiliriz. Panik durumunda aklımızı kullanamayız. İlkel tepkilerle hareket ederiz.
Peki paniğe ne yol açmakta?
Kişisel gözlemim şu;
Fitili ateşleyen korku, alevlerin hızla yayılmasını sağlayan da içinde bulunduğumuz kitlenin aynı korkuyu yaşaması ve birbirimizi etkilememiz. Yangını körükleyen bilgi kirliliğini, özellikle sosyal medya kanalları üzerinden dolaşan ses kayıtları, hatalı veya gereksiz bilgileri de unutmamak lazım. Örneğin marketlere koşan insanların her biri birbirinden bağımsız olarak bunu düşündü ve uyguladı mı yoksa insanlar birbirlerinden etkilenerek mi bunu yaptılar?
Ofisimize donersek;
Panik, yani akılcı hareket etmenin ortadan kalkması kuşkusuz yaptığımız işi, verimliliği ve sonuçları etkileyecektir. En başta çalışanların sağlıklı düşünmesini işlerine konsantre olmalarını olumsuz etkileyecek bir durumla karşı karşıyayız. Aklının bir köşesinde sürekli onu kurcalayan bir konunun varlığı iş verimini azaltacak. Çay, kahve sigara molalarında veya yan masadaki arkadaşımızla konuştuğumuzda konu kuşkusuz salgın konusu olacak. Burada bilgi kirliliği devreye girecek hurafe salgını yayılacak. Tekrar masa başına oturulduğunda aklımızı kurcalayan daha fazla konu ile devam edeceğiz.
Bunu önlemenin yolu her şirketin doğru, sağlıklı bilgileri çalışanlarına zamanında vermesi ve gerekli önlemleri alması olacaktır. Bunun yanında toplantılar düzenlenmesi ve bilgilendirmenin toplu olarak tekrarlanması da önemlidir. Kitle halinde panik durumundan kitle halinde bilgilenme ve önlem alma durumuna geçilmiş olur.
Bilgilendirme ve gerekli önlemlerin alınması virüs yayılmasının önlenmesi için şart ama yayılmasını durdurmayacak. Nasıl deprem ile yaşamaya alışmamız gerekiyorsa, virüslerle yaşamaya da alışmalıyız. Grip türevleri ile zaten alıştık diyebiliriz, vitamin takviyeleri, korunma yöntemleri hayatımızın bir parçası. Bünyemizi güçlü tutmamız gerektiği zaten biliniyor. Şu an için tek eksik aşı.
Bilgilendirme ve alınan önlemlerin yanında başka bir konu da uzaktan çalışma imkanlarının değerlendirilmesi. Elbette bunun için bazı şartların sağlanması gerekiyor.
-Yapılan için uzaktan çalışmaya uygunluğu
-Gerekli teknik imkanların sağlanabilmesi
-Uzaktan çalışan insanların yönetilebilmesi
-Çalışanların verimliliği sağlayabilmesi
Sonuç olarak virüs gerçeği kapımıza geldi. Evlerimize kapanarak hiç bir şeyi çözemeyiz. Panik yapmak işi ekonomiyi durdurmaya kadar götürebilir. Önlemlerimizi almak ve hazırlıklı olmak şart.